AGORA:
Antik Yunan şehirlerinde ticari, resmi, adli ve dini fonksiyonları olan açık alan. Pazar yeri. Et, balık ve başka maddeler agoralarda satılırdı. Roma'da aynı işlevi forum görmektedir. Yapıların önünde ve alandan geçip giden sokakların kenarları boyunca yer alan tanrı ve tanrıçaların, milli kahramanların heykelleri agorayı süslemekteydi. Agorayı koruyan tanrıların tapınak ve sunakları agoranın ortasında bulunmaktaydı. Genelde kentte aşağı ve yukarı agora olmak üzere iki agora bulunuyordu. Agoraya stoalarla, tapınaklar egemendi. Salt bezemesel nitelikte olmayan, bir ya da birkaç çeşme çoğu kez önemli bir ögeydi ve kullanılmaya uygun şekilde tasarlanarak yapılmıştı. Izgara planlı şehirlerin yapılmaya başlanmasının sonucunda İonia tipi agoralar ortaya çıktı. Bunlar dikdörtgen biçimli yapılır, üç tarafı stoalarla çevrili ve bir kenarı ana caddeye açıktır. Bu caddenin de gerisinde dördüncü bir stoa yer alır. aynı zamanda şehrin bütün yolları agoraya çıkmaktadır. Bu tip büyük agoralara önce Batı Anadolu'da Miletos, Priene Pergamon, Assos ve daha birçok Yunan kentlerinde rastlanır. M.Ö. 2. yy'a ait üç tarafı portiklerle çevrilen agoraların depo ve dükkanları da vardır. Dükkanların bir sıra sütun dizisi ile çevrili ve üstü kapalı olan ön tarafında gezinilecek yollar ve halkın oturacağı sıralar bulunur. Orta alanda ise satıcıların portatif tezgahları yer alır. Agoralar için "İonia" tipi sözcüğü ilk defa Pausanias tarafından kullanılmıştır. Bu tip agoralar şehir içinde geometrik merkez durumundadır. İon agorasının klasik birr Hellen yapısı olduğu söylenebilir. Gerçek Hellen agorası bir iç alan, bir çekirdekti ve şehrin dokusuyla sıkıca kaynaşmıştı.